Yalan;
Dertler başı
Şeytan aşı
Küfre ortak
Karnın doymaz;
Bal da olsa
Kuş ta konsa
Bir tat vermez
Hep tüketir;
Kalbi bağlar
Ruhu bağlar
Fayda etmez
Davetiye;
İçi boş tur
Rengi loş tur
Fuhşa gebe
Bir komedi;
Raiting yapmaz
İzlenilmez
Kimse gülmez
Yapacaksan;
Maskeni tak
Ruhunu sat
Çok ucuza
Ciğerinde;
Kurt bağlamış
İrin dolu
Pis bir koku
Başa bela;
Mekan dardır
Tozlanmasın
Rafa kaldır
Bir eziyet;
Meslek değil
Ustası çok
Hiç sonu yok
Söyleyemez;
Adam olan
İnsan seven
Rabbi bilen
Enes Atlığ/
Yalan hakkında bazı hadisler;
“Rasûlullah (s.a.v)’e, yalandan daha kötü ve çirkin gelen bir huy yoktu. Ashâbından birinin herhangi bir hususta azıcık yalan söylediğini duysa, onun tevbe ettiğini öğreninceye kadar kendisini o sahâbîden uzak tutar, fazla görüşmek istemezdi.” (İbn-i Sa’d, I, 378)
Safvân bin Süleym -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:
–Mümin korkak olabilir mi?” diye soruldu.
–Evet, olabilir! buyurdular.
–Mümin cimri olabilir mi? diye soruldu.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine:
–Evet, olabilir! buyurdular.
–Pekâlâ, mü’min yalancı olabilir mi? diye soruldu.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu sefer:
–Hayır, aslâ! buyurdular.
(Muvatta’, Kelâm, 19; Beyhakî, Şuab, IV, 207)
Birkaç Ayet:
- Kim bir hata veya günah kazanır da sonra bunu bir suçsuza yüklerse, gerçekten o, böyle bir yalan (bühtan)ı ve apaçık bir günahı yüklenmiştir. (Nisa Suresi, 112)
- Ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar, onların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar yaptıklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı? (Araf Suresi, 147. ayet)