Ney

Ney, ناي‎

Tasavvuf musıkimizde kullanılan üflemeli bir çalgıdır. Kaşgarlı MahmutDivân-ı Lügati’t-Türk adlı Türk kültür ve dilini anlatan eserinde, Sagu denilen, “Erler” için düzenlenen, ölüm, erdem ve acıları anlatan tören’lerde kullanıldığını aktarmıştır.

Kavimler Göçünden çok eski zamanlardan kalan, Runik Harfler’in aslının henüz anlaşıldığı; Proto Türk Yazıtları zamanından kaldığı düşünülen kültür’izleri gibi miras kalmış olan, çok az kültürel öğelerin devamı olarak ise, bugünkü Romanya’da nayu olarak adlandırılır..

Bu çalgıya ait elimizdeki en eski bulgu, MÖ 3000-2800 yıllarından kalan bugün Amerika’da Philadelphia Üniversitesi Müzesi’nde sergilenen neydir. Çalgının o dönemlerde de dinsel törenlerde kullanıldığı sanılmaktadır.

Ney

Günümüzde ney, Türk sazı olarak anılmaktadır ve tasavvuf müziğinin bir simgesi haline gelmiştir. Bir müzik aleti için kullanılan çalmak yerine, Ney için üflemek tabiri kullanılır. Burada üflemenin mecazi bir anlamı vardır. Kaynağını İslam’da Allah’ın insanı yaratırken ruhu üflemiş olmasından alır. Bu mecazdan etkilenilmesini sağlayan bir unsur da; flüt çalarken “Tü”, yan flüt için “Fü” seslerinin ağızdan çıkması gibi ney üflenirken ağızdan “Hû” sesi çıkarılmasıdır. Hû, tasavvufta “O” demektir.

Mesnevi ilk 18 beytinde neyden bahseder, sonraki 6 cildinde de bunu açıklar. Burada ney sembolü altından bir dünya görüşü ve bir medeniyet anlatılır. Neyzen olmakla bu dünya görüşünü öğrenmeye de talip olmak da ilişkilendirilmektedir.

Ney sazının tasavvuf musikisi dışında Türk Sanat musikisinde de kullanımı ve Sanat musikisi bestakârlarının Tasavvuf Musikisi de bestelemelerinin sonucunda ney ile üflenemeyen ara değer notalar için bir arayışa girilmiştir. Özellikle “Kutb-ün Nayi” Niyazi Sayın ile ney için olmayacak bir ses olan Hisar (Mi bemol) artık üflenebilir hale gelmiştir. Deliklerin belli ölçülerde kapatılması ve kafanın içe veya dışarı çevrilmesi ile Türk Sanat Musikisindeki 9 komalık sistemdeki ara sesler icra edilebilmektedir.

Bugün hayatta olmayan tanınmış neyzenler:

Kutb-ün Nayi Osman Dede, Kutb-ün Nayi Aka Gündüz Kutbay, Sultan 3. Selim, Şeyh Yusuf Dede, Şeyh Mustafa Nakşi Dede, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Mehmed Said Dede, Neyzen Yusuf Paşa, Neyzen Dede Sâlih Efendi, Neyzen Aziz Dede, Neyzen Tevfik (Kolaylı), Neyzen Emin Dede (Yazıcı), Rauf Yekta Bey, Hüseyin Fahreddin Dede, Ressam Halil Dikmen, Halil Can, Süleyman Erguner (dede), Emin Kılıç Kale, Hayri Tümer, Gavsî Baykara, Ulvi Erguner, Burhanettin Ökte, Ahmet Polatöz , Polat Kale, Fuat Türkelman, Doğan Ergin, Ârif Biçer, Sencer Derya, Ekrem Vural ve Şemsettin Güvey olarak sıralanabilir.