Mekkenin Fethi

Mekkenin Fethi

11 Ocak 630′ (Hicri: 20 Ramazan 8)

Küfür ehli savaş ile işgal eder. İslam ise fetheder.
İslâm’ın fetihleri, her zaman insanların gönüllerini hakikate kapatan küfür örtüsü nü açmıştır. Fetih;
“örtülü veya kapalı bir şeyi açmak” demektir. Miladi 1 Ocak tarihi Mekkenin Fethi yıl dönümüdür. Mekkenin Fethi, gönüllerin fethidir.

Mekke, Efendimiz s.a.v.’in doğduğu ve gençlik yıllarını geçirdiği, Kur’an-ı Kerim in indirildiği, Adem a.s.’dan beri tevhid in merkezi ve Kâbe’nin bulunduğu şehirdir.

mekkenin-fethi
mekkenin-fethi

Müşriklerin türlü eziyetleri sonucunda dayanacak güçleri kalmayınca, Peygamber Efendimiz’in niyazıyla müminlere hicret, izni verilmişti.

Fakat hicret den sonra Mekkeliler yine boş durmadı, müslümanları yok etmek için uğraştılar. Bedir’de, Uhud’da İslam ordularına galip gelemediler. Medine’ye kadar gelip Hendek savaşında da bozguna uğradılar ve İlk bakışta müslümanların aleyhinde gibi görünen ama Mekke’nin fethine açılan bir sözleşme (Hudeybiye Antlaşması) yapıldı.

Müşrikler, Hudeybiye antlaşmasını bozdu ve Hicretten sekiz yıl sonra Rasulullah (s.a.v) Ramazan ayının on üçünde, güneş doğmadan önce başına siyah bir sarık sarmış halde Mekke’ye 10 bin kişilik sahabe ordusuyla döndü. Mescid-i Haram’a girdi. Hacer-i Esved’i selamladı, Kabe içindeki resimleri sildirdi. Kâbe’yi tavaf etti. Kâbe ve etrafında, Arap kabileleri tarafından zaman zaman ziyaret edilen ve kendileri için kurban kesilen 360 put bulunuyordu. Elindeki yay ile bunlara bir bir dokunuyor ve şöyle diyordu: “Hak geldi, batıl yok olup gitti. Zaten batıl her zaman yok olmaya mahkûmdur.” Ardından Hz. Bilâl’e ezan okumasını emretti ve öğle namazını kıldı.

Efendimiz s.a.v. Kâbe’den çıktı ve üç kere tekbir getirdikten sonra Mekkelilere şöyle hitap etti:

“Ey Kureyş topluluğu! Muhakkak ki Allah, cahiliye gururunu, cahiliye atalarıyla övünüp büyüklenmeyi kaldırmıştır. Bütün insanlar Adem’dendir, Adem de topraktan yaratılmıştır!” Sonra şu ayeti okudu: “Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstün olanınız, en çok sakınanınızdır. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat, 13).

Sonra şöyle buyurdu:

– Ey Kureyş topluluğu! Şimdi hakkınızda ne yapacağımı düşünüyorsunuz?
Kureyşliler, utançtan başları öne düşmüş vaziyette şu cevabı verdiler:

– Sen soylu bir babanın oğlu, asil bir kimsesin. Senden hayır umarız.
Hz. Peygamber s.a.v. şöyle buyurdu:

– Ben, size Hz. Yusuf’un kardeşlerine dediğini söyleyeceğim: ‘Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yoktur.’ Gidin, serbestsiniz!

İşte bu bir (genel af) dı ve herkes gelip Efendimize biat ettiler. Böylece Mekkenin Fethi tamamlanmış oldu.