KUR’AN-I KERİM
KUR’AN-I KERİM ÖĞRENMENİN VE ÖĞRETMENİN FAZİLETİ
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Melek Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.)’e vahiy yoluyla indirilmiş, mushaflarda yazılmış, tevâtürle nakledilmiş, okunmasıyla ibadet olunan, Allah kelâmıdır (sözüdür). Kur’an, sahibinin buyurduğu gibi “rahmettir, şifadır, hidayettir, öğüttür… ” ( Yûnus sûresi, 57. ayet)
“Rahman olan Allah”, insanlığa “Kur’an’ı öğretti”. Kur’anla karanlıklardan aydınlıklara çıktı insanlar. Kur’an, insanlığın kurtuluşu için semavâttan yeryüzüne uzatılan “Allah’ın sağlam ipiydi”. O ipe tutunanlar hem dünyada hem de Ahirette kurtuluşa erdiler. Şeytana, heva ve heveslerine uyarak kendilerinin mutluluğu için uzatılan rahmet ipini, ellerinin tersiyle geri çevirenler ise hüsrana uğradılar. Yaşadıkları yeryüzünü fesat yuvasına çevirdiler ve nice haksızlık ve zulümlere imza attılar. Sonra da bunları insanlığın kurtuluşu için yaptıklarını söylediler. Hem kendilerinin hem de diğer insanların dünya ve ahiret huzuruna engel oldular.
KUR’AN-I KERİM öğrenmenin ve öğretmenin fazileti
Sözlerin en üstünü ve en güzeli olan Kur’an-ı Kerim, Allah’ın kitabıdır. Kur’an, “hidayet rehberi” olarak gönderilmiş ve bizlere dünyada nasıl bir hayat yaşayacağımızı öğretmek için 23 senede peyderpey indirilmiştir. Peygamberimiz de onu bize okumuş, öğretmiş ve açıklamıştır. Peygamberimiz, hem fert, hem de toplum olarak Kur’an’ın getirdiği ölçülere göre bir hayat yaşamış ve kıyâmete kadar gelecek nesillere canlı bir “Kur’an” örneği olmuştur. Nitekim bir defasında Hazreti Aişe Vâlidemize, Peygamberimizin ahlâkı sorulduğunda “Siz hiç Kur’an okumuyor musunuz? O’nun ahlakı Kur’an ahlâkıydı.” diye cevap vermiştir.

KUR’AN-I KERİM
Gerçek anlamda Müslüman olmak için Kur’an-ı Kerim’in getirdiği ölçüleri öğrenmemiz ve hayatımızda uygulamamız gerekir. Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, İslam dinini öğrenmektir. Peygamberimiz “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir. “(Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 21) buyurarak bu gerçeği de işaret etmişlerdir. Bu sebeple, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, okumak, anlamaya çalışmak ve öğretmek en faziletli amellerdendir. Bir müslümanın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifesini beş maddede özetleyebiliriz :
KUR’AN-I KERİM
- Öğrenmek / öğretmek
- Okumak / okutmak
- Okuduğunu anlamak / anlamaya çalışmak
- Anladığını uygulamak / hayatında yaşamak
- Uyguladıklarını başkalarına öğretmek
Kur’an-ı Kerim, insanlığın kurtuluşu için, kulların ihtiyaçları nisbetinde en son gönderilen ve kıyamete kadar da hükmü geçerli olan kitaptır. Bu kitapta Yüce Rabbimizin muhatabı insanlardır. İnsana değer vermiş ve ona seslenmiştir. Kur’an’a inanarak Allah’ın sözlerine kulak verenler Allah’ın samimi kullarıdır. O’nu okumak ve dinlemek başlı başına bir ibadettir. Bunun için namazlarımızda Kur’an okuruz. Bu sebeple namaz geçerli olacak kadar Kur’an’dan bir miktar ezberlemek her müslümana farz-ı ayndır. Kur’an’ı ezberlemek ve onu öğretmek de farz-ı kifayedir. Kur’an’da Rabbimiz kendi sözlerini okuyanları övmüş ve onunla amel edilmesini istemiştir.
KUR’AN-I KERİM okumayla ilgili bazı ayet-i kerimeler şöyledir:
اِنَّ الَّذ۪ينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللّٰهِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَ
لِيُوَفِّيَهُمْ اُجُورَهُمْ وَيَز۪يدَهُمْ مِنْ فَضْلِه۪ اِنَّهُ غَفُورٌ شَكُورٌ
Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler. Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir. (Fatır Sûresi, 29-30. ayetler)
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْهُمْ ا۪يمَانًا وَعَلٰى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
“Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, âyetleri okunduğu zaman imanlarını arttırır. Ve bunlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler.” (Enfal Sûresi, 2. ayet)
وَرَتِّلِ الْقُرْاٰنَ تَرْت۪يلًا
“…ve Kur’an’ı tertil ile, ağır ağır, güzel güzel oku!” (Müzzemmil Sûresi, 4. ayet)
فَاقْرَؤُۧا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْاٰنِ
“…(Namazda) Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun” (Müzzemmil Sûresi, 20. ayet)
وَاتْلُ مَاۤ اُوۧحِيَ اِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِه۪ وَلَنْ تَجِدَ مِنْ دُونِه۪ مُلْتَحَدًا
“Rabbinin Kitabı’ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O’ndan başka bir sığınak da bulamazsın.” (Kehf Sûresi, 27.ayet)
Kaynak: Diyanet İşleri Yayınları